Erdoğan, Beşar Esad'ı 'şerefsiz' ilan etti

[busem]

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında Suriye yönetimini hedef aldı

Suriye'de Türk bayrağının yakılması siyasi liderleri kızdırdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Türk bayrağına uzanan her el tereddütsüz biçimde cevabını almıştır' derken. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Beşar Esad'ı 'şerefsiz' ilan etti.

Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısındaki eleştirilerden Kılıçdaroğlu da nasibini aldı. Salim Uslu'nun sendikacılığını sorgulayan Kılıçaroğlu'na CHP'li Bayram Meral'i hatırlatarak cevap verdi:

"Geç bu işleri geç. Siyaset bu kadar basit değil. Geçen dönem parlamentoda senin Türkiye’nin en büyük sendikasının başkanı üyendi. Onun nelere bindiğini, nelere sahip olduğunu işçi dünyası çok iyi bilir."

Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan Van'da yapılan hizmetleri ayrıntılarıyla anlattı:

ÇİFTÇİLERİN KREDİ BORÇLARI ERTELENDİ


"Maliye Bakanlığımız vergi uygulamaları bakımından Van'ın tamamı, Bitlis'in Adilcevaz, Ağrı'nın Patnos ilçelerini vergi uygulamaları bakımından 'mücbir sebep hali' ilan etti. 23 Ekim tarihinden itibaren verilmesi gereken tüm beyanname ve ödemeler ileride belirlenecek bir tarihe kadar ertelendi. 23 Ekim tarihinden sonra her türlü vergi, ceza ve gecikme faizinin ödeme süresini ileri bir tarihe erteledik. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız hayvancılıkla uğraşan ve zarar gören vatandaşlarımız için bir dizi tedbir açıkladı. Çiftçilerin kredi borçları 1 yıl süreyle, faizsiz olarak ertelendi. Depremde telef olan hayvanların, aynı sayıda verilmesi için TİGEM görevlendirildi. Dün, Bakanlar Kurulu'nda müzakere ettik. Depremden etkilenen üreticilere 4 aylık yem desteği ödemelerinin de çalışmasını başlattık.

8 BİN KİŞİYE İSTİHDAM

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise ilk etapta sigorta primlerini 1 yıl süreyle erteledi. Kısa çalışma ödeneğini devreye aldık, işçilerin mağdur olmaması için 550 ile bin 250 TL ücret ödenmesi kararlaştırıldı. Toplum yararına çalışma çerçevesinde 5 bin vatandaşımızın 8 ay süreyle istihdamı için çalışma başlatıldı. Depremde hayatını kaybeden vatandaşların yakınları ile malul olanlar için aylık bağlanmasını öngören yasa tasarısı hazırlığı başlatıldı. Mevcut kanun 5 yıl sigortalılık öngörüyordu, biz bunu depremzedeler için 30 güne çekiyoruz.

ÖLEN ÖĞRETMENLERİN AİLELERİNE AYLIK

66 öğretmenimizin 4'ünün yakınına aylık bağlanabiliyordu, biz yeni yasayla 66 öğretmenin tamamının ailesine aylık bağlanmasını olanaklı hale getirdik. Ayrıca yaralanan ve sakat kalanlara verilecek protez gibi tedavi araçları içinde katılım payı alınmayacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız Van'daki vatandaşların elektrik borçlarını 1 yıl süreyle erteledi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız Van'daki KOBİ, esnaf ve sanatkar için bazı tedbirleri uygulamaya koydu.

ESNAFA 3 YIL VADELİ 100 BİN TL KREDİ

Acil Durum Destek Kredisi'nin ödeme sürelerini uzattık. Zarar gören esnafa 6 ay değil, 1 yıl geri ödemesiz olmak üzere, 3 yıl vadeli 100 bin TL'lik sıfır faizli kredi veriyoruz. Depremden zarar görsün, görmesin Van'daki tüm esnafa KOSGEP aracılığıyla 0 faizle, 1 yıl geri ödemesiz, toplam 3 yıl vadeli 30 bin TL üst limitli kredi vereceğiz''

İŞİ YOK ORTALIĞI KARIŞTIRIYOR

Erciş'in il olmasını isteyen Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın gündemindeydi:

"Ana muhalefetin başkanı gidiyor yapacağı bir şey yok ya, ortalığı karıştırıyor. Ne diyor? Erciş il olmalıdır. Yani il olduğu zaman ne kazanacak bunu falan düşünmüş değil. Böyle popülist yaklaşımlarla sizi il yapacağız diyenlerin il yaptıkları yerleri görüyoruz. Ama ilçe dahi olsa eğer başarılı bir yönetim varsa oraların nerelere taşıdığını görüyoruz.

Biz Van’ı ne ilan ettik? 2014’te Van Büyükşehir olacak dedik. Erciş’te ilçe olacak. Bugün İstanbul’un gelişen ilçeleri neyse, yarın Erciş’te böyle bir ilçe haline gelecek. Ama bunları hiç düşünmeden, ağzı olan konuşuyor ya orada da. “Bak size gayet güzel bir proje ürettim nedir bu proje? Erciş il olmalıdır.” Böyle kolaycılık olmaz. Biz konuşmadan orada vatandaşımız konuştu. Ağzı olan konuşuyor dedi."

PKK'YA PARA AKTARACAKLAR İMASI

BDP'nin Van'ın afet bölgesi ilan edilmesi önerisine de tepki gösteren Erdoğan'ın iması bu partiyi çok kızdıracak:

"Birisi çıktı afet bölgesi ilan edilsin dedi. Şu andaki mevzuatımızda siz bir yeri afet bölgesi ilan ettiğiniz zaman, orada bir çivi dahi çakamazsınız. Ha nedir? Belediyelere giden para biraz artacak ya o para geldiği zaman ondan da ne yapılacağını biliyorsunuz zaten. Şu anda Van merkezde biz belediyenin yaptığı çalışmalarını görüyoruz. Neler yaptığı ortada. Sadece popülizm, ideolojik yaklaşım tarzı. Bakıyorsunuz belediyenin imkanları oralarda kullanılıyor."

AVRUPALI LİDERLERE POPULİZM ELEŞTİRİSİ

Hedeflerinin kalıcı konutları Ağustos sonuna kadar bitirmek olduğunu belirten Erdoğan, daha sonra sözü Avrupa'nın yaşadığı krize getirdi:

"Türkiye populizmi tarihe gömerek reformları gerçekleştirdi. Gerçekleri net bir şekilde milletimizle paylaştık. Sosyal güvenlik ve sağlık sistemi reformunu ilgili kuruluşlarla istişare ederek uygulamaya koyduk. Her konuda milletin desteğini alarak yürüdük. Mali disiplinden ve para politikalarından taviz vermedik. Karşılıksız para basmadık. Avrupalı liderler şahsi beklentilerini bir kenara koymalı Avrupa'nın geleceğini öne almalıdır. Avrupa'nın daha ciddi manada merkez bankası yok.

Sorunları erteleyenler kendi ülkelerine büyük haksızlık yaparlar. Bugün yaşanan kriz geçmişte atılması gereken adımların ertelenmesidir. Biz bu görüşlerimizi liderlerle paylaştık. Umuyoruz ki Avrupa krizi en az hasarla atlatır. Hamdolsun Merkez Bankası'nın döviz rezervi 96.6 milyar dolar. Umarım Avrupalı liderler krizde Türkiye'nin önemini anlamıştır. Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı var dedik. Son kriz bunu ortaya koydu."

Suriye'de Türk temsilciliklerin basılmasına da değinen Erdoğan, Esad yönetimine sert mesajlar yolladı:

BAYRAĞA UZANAL CEVABINI ALIR

"Arap ligi talepler yerine getirilene kadar Suriye'nin toplantılara katılmasını askıya aldı. Yine Arap ligi Suriye muhalefeti ile temas halinde olma kararı aldı. Türkiye olarak zamanlı ve sağduyulu kararlar olarak değerlendirdik ve destekledik.

Bazı kendini bilmezler tarafından Türkiye bayrağına yönelik çirkin saldırı girişimi olmuştur. Tarih boyunca, yüzlerce yıldır ay yıldızlı Türk bayrağına uzanan her el hiç tereddütsüz biçimde cevabını almıştır, bundan sonra da alacaktır.

ZULÜM İLE ABAT OLUNMAZ

Türk bayrağı ne kadar azizse Suriye'nin kardeş halkı için de o kadar kutsaldır. Suriye halkı yönetimle aynı görüşte değil. Bir avuç kendini bilmezin alçağın eylemidir. Türkiye temsilciliklerine yönelik saldırıyı şiddetle kınıyoruz, gereğinin yapılmasını sorumluluların derhal bulunmasını bekliyoruz. Sen Türk bayrağına saldıranları bulup gerken cezayı vermek durumundasın.

Zulüm ile abat olunmaz. Mazmlumun kanı üzerine gelecek inşa edilmez, aksi takdirde tarih kanla beslenen liderler olarak anar. Sen de Esed, şu anda o sayfayı açamaya doğru gidiyorsun."

KILIÇDAROĞLU SURİYE KONUSUNDA TEZGAHA GELDİ

CHP'nin Suriye politikasına tepki gösteren Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nu tezgaha gelmekle suçladı:

"Suriye’ye iki heyet gönderen CHP, maalesef Suriye yönetimi üzerinden, hükümetimizi eleştirmiş ve ‘Suriye pirüpak’ demişti. Bizzat muhaliflerin eylemleri terörist faaliyet olarak değerlendirdi. Her şeyden önce bir genel başkan bin düşünmeli, bir konuşmalı. Buna tezgaha gelmek derler. Tekrar tezgaha geldi.

Hep böyle gündem oluştuğu için ana muhalefette ciddi bir genel başkan göremiyoruz. Türkiye'nin talihsizliği de burada. Söylem birliği içinde olmamız gerekirken, onlarla birlik olup kendi ülkesine karşı onlarla söylem birliği içinde oluyor."

SENİN DEDEN BİLİR

Demokrasi üzerindeki her türlü vesayeti reddettiklerini ilan eden Erdoğan, AK Parti'nin gücünü milletini hissiyatından ve dönüşümünden aldığını sözlerine ekledi. Kılıçdaroğlu'nun Silivri Cezaevini toplama kampına benzetmesine Erdoğan'ın cevabı hazırdı:

"CHP'nin yeni genel başkanı üzerindeki vesayetin tasarımıdır. Silivri'ye gidip tiyatro benzetmesi yapmak CHP için talihsizlikten öte bir şey değildir. Silivri Cezaevi’ni toplama kampı olarak ilan eden Kılıçdaroğlu, toplama kampının ne demek olduğu siz çok iyi bilirsiniz. CHP zihniyeti eğer toplama kampı oluşturmak varsa, bu ülkenin tarihinde onlar bunu çok iyi yapmışlardır. Türkiye’nin her yerinde bu toplama kamplarını yapmışlardır. İnim inim inletmişlerdir, o işkenceler tarih yazmıştır. Kılıçdaroğlu senin dedelerinde çok bilir."

KAMER GENÇ OLAYI


Salim Uslu ile Kamer Gerç arasında yaşanan tartışmaya değinen Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:

Suç örgütlerine avukatlık yapan, üye olmak için can atan CHP, Meclis Genel Kurulu’nu da terörize etmekten kaçınmıyor.

Çıkıyor Meclis kürsüsünü adeta işgal ediyor. Meclis Başkanvekili kendisini uyarıyor. Çekilmiyor. İdare Amiri’ni göreve çağırıyor. Ondan sonra idare amiri görevini yaparken, ilk oradaki yanlış fiili durum malum milletvekilinden geliyor. Tabiî ki idare amiri de görevinin gereğini yapıyor. Ne oldu? Bunların destek kıtaları var devreye giriyor. Ve çıkıyor bu genel başkan, milletvekilimizin geçmişteki sendikalarından bahsediyor. ‘Mercedes’e biniyor’ diyor.

KÜFÜRBAZLARA AHLAK DERSİ VERSİN

Geç bu işleri geç. Siyaset bu kadar basit değil. Geçen dönem parlamentoda senin Türkiye’nin en büyük sendikasının başkanı üyendi. Onun nelere bindiğini, nelere sahip olduğunu işçi dünyası çok iyi bilir. Bu işlerle uğraşma. Ben Mercedes’e binmiyorum, Audi’ye biniyorum. Bununla bu milleti aldatamazsın. Anadolu’da vatandaşlarım diyor ki, “Bunların dediklerine bakmayın. Sür eşeği Niğde’ye. Kılıçdaroğlu görevini yapan Meclis İdare Amiri'ne hakaret etmek yerine küfürbazlara önce ahlak dersi versin."

BİR TEPKİ DE BAHÇELİ'DEN
Suriye'de Türk bayrakları ve Atatürk posterlerinin yakılmasına bir tepki de MHP Lideri Devlet Bahçeli'den geldi; "Arap Birliği'nin 18 üyesinin oyuyla aldığı Suriye'ye yönelik ikaz ve yaptırım kararlarından sonra şerefli bayrağımızın bu ülkede yakılması, dış misyonlarımızın saldırıya uğraması ve Atatürk posterlerinin yırtılması nasıl bir aşamaya geldiğimiz konusunda hepimize bir fikir verebilecektir. Öncelikle diyebilirim ki Suriye'deki taşkınlıklar ve olaylar neticesinde bayrağımıza el uzatan şerefsizlerin bu cüretleri yanlarına bırakılmamalıdır. Suriye yönetimi Türk milletinin haysiyetiyle ve onuruyla oynamanın ne demek olacağını geçmişe bakarak anlamalı ve kendisine gelmelidir"